Dil | Konular | Kitaplar

Hüsn-ü Ta'lil Sanatı ve Örnekleri

Hüsn-ü Ta'lil Sanatı ve Örnekleri

Bir olayın ya da olgunun gerçek etkilerini bir yana bırakıp onu hoşa gidecek bir nedenle açıklamaya "Hüsn-i talil" denir.

Olayı gerçek sebebinin dışında daha güzel ve hayali bir nedene bağlayarak açıklama sanatıdır.

Bu ancak edebi bir üslupla olur.

Şair bir olguyu gerçek nedeniyle açıklıyorsa hüsn-i talil olmaz. Mutlaka olayın başka bir nedenle açıklanması gerekir.


Örnekler:

Saksıda ruhumun bütün yası var
Derdimle soluyor açılan gonca

dizelerinde gonca, açılmamış veya açılmak üzere olan çiçektir. Goncanın solma nedeni ise genellikle susuz kalmasıdır. Ama şair bu geçek nedeni dikkate almayıp, goncanın solmasını kendince güzel bir nedene bağlamıştır: Benim derdimi öğrendiği için gonca soluyor.




Ateşten kızaran bir gül arar da
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi

Bu dizelerde suyun bahçeler arasında akması eğimle ilgilidir. Yukarıdan aşağı doğru belli bir eğimle akar su. Ama şair bu gerçek nedeni, suyun akmasını, daha güzel bir nedene bağlamıştır. Bu da susuz kalan bir gül bulup, ona su vermektir.




Toprak bir bakışınla kızıl renge büründü
Yıldızlar ülfet için gündüz göründü

dizelerinde toprağın kırmızı olması, içindeki demir minerallerinin paslanmasından kaynaklanmaktadır. Bu, topraktaki kızıllığın gerçek nedenidir. Şair ise bu kızıllığa, farklı bir neden yüklemiştir. Bu da sevgilinin o yakıcı bakışlarının toprağı kızıl hale getirmesidir.

İkinci dizede de bir hüsn-i ta’lil vardır. Bildiğiniz gibi yıldızlar gündüz pek görünmez. Bu, güneş ışınlarının havada yansımasından kaynaklanır. Sabah güneş doğarken ve akşam batarken yansıma azaldığı için yıldızlar hafif hafif görünür. İşte şair bu doğa olayını, kendince güzel bir nedene bağlamıştır: Sevgili ile dost olmak için yıldızlar gündüz de görünür.



Hurşide baksa gözleri halkın dola gelir
Zira görünce hatıra ol mehlika gelir

Dizelerin anlamı: Güneşe bakınca halkın gözleri yaşarır; çünkü akla o ay yüzlü sevgili gelir.

Gün içinde güneşin ışıkları çok parlak olduğundan insanlar çıplak gözle güneşe bakamaz. Baksa bile biraz sonra parlak ışığın etkisi ile gözleri yaşarır. Bu doğal bir olaydır. İşte şair bu gerçek olayı (gözlerin yaşarması) farklı bir nedene bağlayarak hüsn-i ta’lil yapmıştır: Halkın güneşe baktığında gözlerinin yaşarması “sevgilinin” hatırlanmasına bağlanmıştır.




Gök masmavi bu sabah
Güzel şeyler düşünelim diye

Gündüzleri gökyüzünün mavi olması doğal bir durumdur. Şair, bu durumu kendince güzel bir nedene bağlamıştır: İnsanların güzel şeyler düşünmesi.



Yemyeşil oluvermiş ağaçlar
Bulutlara hayretinden

Ağaçlar bildiğiniz gibi baharla birlikte tekrar canlanır, çiçek açar ve yeşerir. Bu her yıl tekrar eden tabii bir durumdur. Kışın yaprakları dökülen, kupkuru hale dönen ağaçlar, baharın gelmesi ile tekrar eski güzelliklerine kavuşur. İşte şair, bu durumu güzel bir nedene bağlamış: Ağaçların bulutlara hayret etmesi.





Kadirini bilmeyenler alır eline
Onun için eğri biter menekşe

Bu iki dizede hüsn-i talil yapılmıştır. Bildiğiniz gibi menekşe eğri bir bitkidir. Topraktan dik olarak çıkmaz. Çıktıktan sonra eğimli bir şekilde büyür, çiçeği de yere bakar. İşte şair bu doğal durumu, güzel bir nedene bağlayarak hüsn-i ta’lil yapmıştır: Kıymetini bilmeyenler eline aldığı için menekşenin boynu eğridir.





Güneş sevgilinin güzelliğini görüp utanıyor
Görmemek için bulut perdesini başına çekiyor

Yukarıdaki dizelerde de hüsn-i ta’lil yapılmıştır. Bildiğiniz gibi bulutlar hareketlidir, yer değiştirir. Bu hareketleri sırasında bazen güneşi kapatırlar. İşte şair, bu gerçek olayı, yeni ve güzel bir nedene bağlamıştır. Güneş, sevgilinin güzelliğini görmemek için bulutları başına çekiyor, diyerek şair, hüsn-i ta’lil yapmıştır.



O kadar çaldı ki yürekten
Türküler aşındırdı kavalı

Kaval, kamıştan yapılan bir müzik aletidir. Kamışın içindeki öz çıkarılarak yapılır. Şair kamışın içindeki bu özün çıkarılmasını güzel bir nedene bağlamıştır: Türküleri çok yürekten, içten çalması.



Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgârına

Akıncıların yeni ülkeler fethetme isteklerinin nedeni olarak, şair atlarına yeni bir ülkede yem vermek isteyişlerini gösteriyor. Oysa fetihlerin asıl amacı toprak kazanmaktır.




Sen yoksun hiçbir şey yok
Güneşin rengi
Ağustos yıldızlarının sıcaklığı
Karanfil kokusu…

Şair, karanfil kokusunun, ağustos yıldızlarının sıcaklığının güneşin renginin olmayışını gerçekçi bir nedene değil de sevdiğinin yok oluşuna bağlıyor.



Müzeyyen oldı reyahin bezendi bağ-ı çemen
Meğer ki bağa haber geldi yardan bu gece

Şair, “Bahçe, süslenmiş fesleğenlerle bezendi, meğer sevgili bu gece geleceğini bildirmiş.” diyor. Bahçenin süslenmesini sevgilinin geleceği haberine bağlıyor. Hâlbuki bahçenin güzellik kazanması mevsimle ilgilidir.



Örnekler:


"Sen gittin yaslara büründü cihan
Soluyor dallarda gül dertli dertli"

Şair, "akşamın gelişini" ve "gülün solmasını", "sevgilinin gidişine bağlamıştır.Böylece gerçek neden yerine hoşa giden, hayali bir neden bulmuştur.


"Güzel şeyler düşünelim diye
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar"

Şaire göre ağaçlar, insanların mutlu olmasını, güzel şeyler düşünmesi için yemyeşil olmuştur. Bu ağaçların yeşil olmasının gerçek nedeni değildir. Şair gerçek nedeninin dışında daha güzel ve etkileyici bir neden bulmuştur.


"Renk aldı özge ateşimizden şerâb ü gül
Peymâne söylesün bunu gülzâr söylesün"

ŞERAB : şarap , PEYMANE : kadeh , GÜLZÂR : gül bahçesi

Bu dizelerde şair, şarabın ve gülün rengini ( kırmızılığını ) kendi içindeki ateşten geldiğini belirtiyor.Böylece şarabın ve gülün kırmızılığını gerçek nedeninin dışında daha güzel ve hayali bir nedenle açıklıyor.


"Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgârına"

Akıncıların yeni ülkeler fethetme isteklerinin nedeni olarak, şair atlarına yeni bir ülkede yem vermek isteyişlerini gösteriyor. Oysa fetihlerin asıl amacı toprak kazanmaktır.


"Sen yoksun hiçbir şey yok
Güneşin rengi
Ağustosyıldızlarının sıcaklığı
Karanfil kokusu"

Şair, karanfil kokusunun ağustos yıldızlarının sıcaklığının, güneşin renginin olmayışını gerçekçi bir neden değil de sevdiğinin yok oluşuna bağlıyor.


"Müzeyyen oldu reyâhin bezendi bâğ -ı çemen
Meğer ki bağa haber geldi yârdan bu gece"

MÜZEYYEN OLMAK : süslenmek , REYÂHİN : fesleğenler Şair, "Bahçe, süslenmiş fesleğenlerle bezendi, meğer sevgili bu gece geleceğini bildirmiş." diyor. Bahçenin süslenmesini sevgilinin geleceği haberine bağlıyor. Halbuki bahçenin güzellik kazanması mevsimle ilgilidir.


"Hâk - i pâyine yetem der ömrlerdir muttasıl
Başını taştan taşa urup gezer âvâre su"

Irmakların dağ taş aşarak ( başını taştan taşa vurarak ) akıp gidişi, Hz.Peygamberimizin ayak bastığı topraklara ulaşmak nedenine bağlanıyor.



Bu örneklerin dışında, aşağıdaki satırlarda yer alan Hüsn-i Talil sanatı örneklerini de siz bulmayı deneyin bakalım:

1- "Güller ki yüzünün renginden utandıkları için kızardılar"
2- "Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak."
3- "Ey sevgili sen bu ilden gideli yaprak döktü ağaçlar, soldu
gökyüzü."
4- "Sen gelince güller açar bahçemde / Bahar güler kahkahayla."
5- "O çay ağır akar yorgun mu bilmem
Mehtâbı hasta mı,solgun mu bilmem"
6- "Bir düğün havası eserdi mahallemizde
Kayısı ağaçları gelin olunca"
7- "Gök ağladı gün boyun sen gidince"
8- " O kadar yürekten çaldı ki / Türküler aşındırdı kavalı"
9- "İşim gücüm budur benim / Gökyüzünü boyarım her sabah
Hepiniz uykudayken / Uyanır bakarsınız ki mavi"
10-"Gün senin için doğuyor, senin için
Ben bir yıldızım yıldızlar ortasında"


edebi sanatlar:hüsni talil, Güzel bir nedene bağlama sanatı, hüsni talil örnekleri